Bir yandan hata yaparken, boşlarken, savsaklarken ve ertelerken, aklımızı başımıza alabildiğimiz her an pişmanlık duyup bir şeyleri düzeltmeye ve kendi arkamızı toparlamaya çalışıyoruz. Dünü toparlamaya çalışırken o kadar çok emek harcıyoruz ki, günün sonunda yüzümüzü yarına dönecek takatimiz kalmıyor.

Ancak tez yazma sürecimiz, yaptığımız hataların hepsini tek tek tespit edip düzeltebileceğimiz kadar uzun olmayacak. Aslında böyle bir amacımız da yok. Hiç kimse bizden kusursuz bir tez yazmamızı beklemiyor. Hiç kimse bizden bir hatalar listesi oluşturup onları tikler atarak baştan sona telafi etmemizi istemiyor. Çünkü biz, eski yazdıklarımızı düzeltmek için ne kadar uğraşırsak uğraşalım, eş zamanlı olarak yeni hatalar yapmaya devam edeceğiz. Haliyle, henüz yazılmamış bölümlerimiz ya da içerik olarak geliştirmeye muhtaç başlıklarımız varken buralarda vakit kaybetmek işleri daha kolay hale getirmeyecek. Bu süreçte, yaptıklarımızın farkında olmak ve her yazdığımız metni bir önceki hatalardan arındırabilmek yeterli olacaktır.
Tez yazmak her şeyden önce, doğası gereği bir karışıklık, bir kaos, bir toz bulutu gerektiriyor. Bu korku dolu karmaşanın, sancılı çabanın ve düzensizliğin içinden kirlenmeden, alın teri ve hatta göz yaşı dökmeden çıkmak da ne yazık ki mümkün olmuyor. Haliyle bizi doktor ya da uzman yapan şey, bu karmaşadan beslenmeyi, hataları, eksiklikleri ve kusurları, hareket halindeyken düzeltebilmeyi öğrenmek oluyor.
Evinizde boya yaparken duvarda bir fırça izi kaldığında onu düzeltmek için saatlerce uğraşabilirsiniz, bunun için fazlaca vaktiniz olabilir. Ancak tez yazma sürecinde çok hayati olmayan hataları telafi etmenin –çoğu zaman– en iyi yolu, o hatayı mümkün mertebe tekrar etmemektir. Geriye dönüp o yanlışlarınızda boğulmak, kendinizi incitmek ve vaktinizi yakmak yerine, hatanızı görmek ve tekrar etmemek önünüzü fazlasıyla açacak ve gelecekteki pişmanlıklarınızı azaltacaktır. Çamura girdiğinizde, etrafı batırdığınızı ve her şeyi mahvettiğinizi düşünerek durmayın. Durup o ayakkabıları temizlemeye çalışmayın, sadece devam edin. Yürümeye devam ettiğiniz sürece, yol ayakkabıyı temizleyecektir. Yapmanız gereken tek şey, çamurun içindeyken de inatla, ısrarla yürümek ve daha öngörülü olup başka çamurlara girmemek için dikkatli olmaktır.

Yol uzun ve meşakkatli. Bunu bilerek, hazır olduğuna inanarak ve kendine güvenerek geldin. İlk hayal ettiğin anı, ilk geldiğin günün heyecanını hatırla. Hata yapan tek kişi değilsin, farkına varan kişisin. Bunu unutma. Sakın durma, yürümeye devam et. Israrla dene.
Kapak Fotoğrafı: Michael Saidov