insisto
Menu
  • Start
  • Kimlik
  • Akademi
  • Sanat
    • Sesler
    • Gif Koleksiyonu
    • Ses pulu
  • Seyahat
    • Kırgızistan
    • Kazakistan
  • Yeni Ufuklara
    • AKAMP
  • İletişim
Menu

№ 5: Ufka bak, kılavuzlarını gör

Posted on 28 Ağustos 202426 Eylül 2024 by Ali BALCI

Tez karanlığı, zamanın daralmasıyla birlikte iyice artıyor. Yolumuzu seçemez, nerede olduğumuzu kestiremez hale geliyoruz. Kendimizi, gerçekten nerede olduğumuza bakarak değil, tez yazan başka insanların durumlarına bakarak konumlandırmaktan başka bir çaremiz de kalmıyor. Esasında burada ihtiyacımız olan şey iyi bir danışmandan başkası değil. Ancak bizimle daimi bir iletişim içinde, genel durumumuz hakkında kaygı sahibi olan bir danışmana denk gelmek şu gün için dünyanın neresine giderseniz gidin, yüksek bir olasılık değil ne yazık ki. İlgisiz danışman sorununun boyutunu uluslararası forumlardaki yüksek lisans ve doktora başlıklarında görmek mümkün. Dolayısıyla yine iş bize, kendimize düşüyor ve emin olun bunun farkına vardıktan sonra karanlıkta yol almak eskisi kadar zor olmayacak.

Öncelikle bu alaca karanlıkta etrafımızdaki insanları yoklayarak, onların hangi aşamada olduklarına, yazmaya başlayıp başlamadıklarına, günde ne kadar çalıştıklarına yahut savunma günü alıp almadıklarına kulak vererek varabileceğimiz herhangi bir yer yok. Her şeyden önce bunu iyi bilmek gerek.

Bizden daha geride olan birisi belki içimize bir nebze su serpebilir. Ancak biz kaynak taraması yaparken yazma aşamasına geçmiş olanlar, biz yazmaya yeni başlamışken bitirmek üzere olanlar, biz son bölümümüzü yazarken savunma için çoktan tarih almış olanlar her zaman daha çok olacaktır. Hatta biz henüz kaynak taramasını bile bitirmemişken çoktan yazıp bitirdiğini düşündüğümüz insanlar bile olacaktır. Çünkü stres dolu zihnimiz, kaybolduğumuz zamanlarda en zayıf, en geride kalan kişi olduğumuz fikrine odaklanarak ruhumuzu emmeye meyilli olacaktır.

Hiçbirimiz aynı insan değiliz. Aynı olanaklara sahip değiliz. Aynı kapasitede de değiliz. Kimi zaman tıpa tıp benzer gibi görünse bile konularımız da aynı değil. Bir tezi tamamen öğrencinin bireysel faktörünün dışında olarak, yazılabilir ve yazılamaz kılan pek çok unsur var. Yanlış konu seçimleri, hatalı sınırlandırmalar, aşırı zor konu tercihleri, konunun orijinallik derecesi, kaynaklarla ilgili yabancı dil gereksinimi, konunun, çalışılan ülke şartlarına ve öğrencilik standartlarına uyumu, yurtiçi ya da yurt dışı seyahat zorunluluğu ilk akla gelenler. -ki ilk akla gelenler bile, her tezi ve her öğrenciyi birbirinden ayırmaya fazlasıyla yetiyor.

Bir de bunların dışında fiziksel koşullarımız ve özel hayatımız var. Hepimiz aynı sıralarda oturup, aynı imkanlar dahilinde aynı öğretim üyelerinden danışmanlık alsak da ruh halimiz hiçbir zaman diğer arkadaşlarımızla aynı olmayacak. Özel hayatımız, aile hayatımız ve iş hayatımız her zaman doğal caydırıcılar olarak, şahsımıza özel şekilde hayatımızda olacaklar. Bununla birlikte danışman faktörü de tez sürecimiz konusuna hiç kimseye benzemeyen bir deneyim sunacak.

Evet, yol aynı yol gibi gözüküyor. Ancak aldanmamak gerek. Anlaşılacağı üzere, hiçbirimizin ritmi aynı değil. Olmayacak. Tez süreci de hayat gibi gecelerden ve gündüzlerden oluşuyor. Gece çöktüğünde, karanlık olduğunda yapabileceğimiz en kötü şey etrafımızdaki insanları yoklamak ve konumumuzu, durumumuzu onlara göre tayin etmek olacaktır. Yapılacak en iyi şey ise gün ağarıncaya kadar düşe kalka da olsa, hiçbir kimseyi referans almadan o karanlıkta ısrarla yürümek, günün ilk ışıkları doğduğunda da hemen bir aynaya bakarak yerimizi belirlemektir.

Fotoğraf: Egor Myznik

Ayna nedir? Ayna, tezimize benzer çalışmalardır. Ayna konumuzun paralelinde yapılmış başarılı tezlerdir. Ayna iyi dostlarımızın ve alanında uzman hocaların yönlendirmeleridir. Ayna kitaplardır. İyi kitaplardır. Uluslararası alanda yapılmış, öne çıkmış, ben yolunu kaybetmişlere bir kılavuzum diye haykıran işlerdir, projelerdir, bakış açılarıdır. Aynı yolu yürümüşlerin tozlu elleridir. Hatta bazen, bir karınca dahi, gösterdiği çaba ile bize aynadır. Gecenin karanlığında, aynı kutup yıldızı gibi ışıldayan bu tabelaları görebilmek için tek bir şart var. Başımızı bizim gibi olanlardan kaldırmak ve ufka bakmak. Bunu yapmayı başarabildiğinde, onların zaten hep orada olduklarını ve yolunu arayanlara binlerce yıldır yol gösterdiklerini göreceksin.

Ancak kılavuzumuz, eşitlerin anlık konumları, yani bizimle eşit statüde, aynı programda, aynı durumda yahut aynı aşamalarda olan insanların, arkadaşlarımızın o anki durumları olursa, başı ve sonu belli olmayan bu güzergahlarda kişiler arasında daireler çizmekten başka bir yol kalmıyor bize. Zira eğri büğrü yollar ancak eğri büğrü yerlere götürür bizi. Böylece en verimli zamanlarımız da ellerimizin arasından kayıp gider. Ancak kılavuzumuz doğru insanlar, pusulamız doğru işler, yayınlar, ürünler olursa, başarı erken ya da geç değil, olması gereken yerde, olması gereken anda, tam zamanında ve en doğru formunda gelecektir. Ayna bazen

Bocalaya bocalaya yıllar geçirdikten sonra, aklı başa alıp kötü kılavuzları fark etmek ve pusulada doğru yöne bakmayı öğrenmek dahi, elde edeceğimiz doktor ünvanının gereklerindendir. Bu sözden maksat çileyi kutsallaştırmak, zorluk yaşamış olmakla övünmek değildir. Bir gün doktor olarak, başka öğrencilere göstermeye aday olacağımız yolu, ilk önce kaybola kaybola kendimiz öğrenmek, öğretmeye layık olmanın en önemli adımıdır.

Ellerin kirlenecek, üzerin toz toprak olacak. Ayakkabı yol ile aynı renge bürünecek.

Yalnız olmadığını bil, ısrarla dene.

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • 29 Mart 2025 by Ali BALCI Suda ırlanan kayıklar
  • 24 Mart 2025 by Ali BALCI Akademinin Kör Noktası: "Öğrenciyi Yarım Bırakmak"
  • 1 Mart 2025 by Ali BALCI Orta Cal Bilyardçısı
  • 4 Şubat 2025 by Ali BALCI Bir Kavramının Dönüşümü: Cumhuriyet’ten Günümüze “Halk”ın Değişen Anlamı
  • 28 Ağustos 2024 by Ali BALCI № 5: Ufka bak, kılavuzlarını gör

Ali Balcı

       
Ölümden kaçınmak için çaba harcamak gerekir. Vücut kendi haline bırakıldığında -ki, canlı öldüğünde olan budur- çevresiyle bir denge hali oluşturmaya eğilimlidir. Canlı bir vücuttaki sıcaklık, asitlilik, su içeriği ya da elektriksel gerilim benzeri bir niceliği ölçerseniz, bekleneceği biçimde, bu niceliğin çevrede kendisine karşılık gelen ölçümden çok farklı olduğunu bulursunuz. Örneğin, bizim vücutlarımız genellikle çevreden daha sıcaktır ve soğuk iklimlerde bu sıcaklık farkını korumak oldukça zordur. Öldüğümüzde bu çaba durur, sıcaklık farkı azalmaya başlar ve sonunda çevreyle aynı sıcaklığa geliriz. Hayvanların hepsi çevre sıcaklığıyla denge kurmak için bu denli çaba harcamaz, fakat tüm hayvanlar bununla kıyaslanabilecek bazı işler yapar. Örneğin, kurak bir ülkede, hayvanlar ve bitkiler hücrelerindeki sıvı içeriğini belirli bir düzeyde tutmak amacıyla, suyun dışarıdaki kuru dünyaya akma yolundaki doğal eğilimini engellemek için çaba gösterirler. Bunu yapamazlarsa ölürler. Daha genel bir biçimde söylersek, canlılar, etkin biçimde iş yaparak engellemedikleri sürece, eninde sonunda kendilerini çevreleyen dünya ile kaynaşır ve özerk varlıklar olma durumundan çıkarlar.
Dawkins, R. (2013). Kör Saatçi (13 b.). S. 13-14(F. Halatçı, Çev.) Ankara: Tubitak.

Kör Saatçi - Richard Dawkins

LOREM IPSUM

Sed ut perspiciatis unde omnis iste natus voluptatem fringilla tempor dignissim at, pretium et arcu. Sed ut perspiciatis unde omnis iste tempor dignissim at, pretium et arcu natus voluptatem fringilla.

LOREM IPSUM

Sed ut perspiciatis unde omnis iste natus voluptatem fringilla tempor dignissim at, pretium et arcu. Sed ut perspiciatis unde omnis iste tempor dignissim at, pretium et arcu natus voluptatem fringilla.

LOREM IPSUM

Sed ut perspiciatis unde omnis iste natus voluptatem fringilla tempor dignissim at, pretium et arcu. Sed ut perspiciatis unde omnis iste tempor dignissim at, pretium et arcu natus voluptatem fringilla.

©2025 insisto