insisto
Menu
  • Start
  • Kimlik
  • Akademi
  • Sanat
    • Sesler
    • Gif Koleksiyonu
    • Ses pulu
  • Seyahat
    • Kırgızistan
    • Kazakistan
  • Yeni Ufuklara
    • AKAMP
  • İletişim
Menu

№ 2: Hazırlıklı ol

Posted on 28 Kasım 202325 Mart 2024 by Ali BALCI

Karşımıza çıkan fırsatları tam zamanında yakalayabilmenin ya da önümüze bir anda çıkıveren sorunları aşabilmenin tek yolu mucizelermiş gibi görünüyor bazen. Hatta hayatlarını bu şekilde yönetebilen insanlara baktığımızda da “bizim sahip olmadığımız imkânlar ile bolca şanslarının olduğunu” hissine kapılırız. Her ne kadar bize öyle gelse de hayat bu şekilde işlemiyor aslında. Şans da eldeki imkânlar da sınırlı ve tek seferlik bir kolaylıktan başka bir şey değil çoğu zaman. Doğru zamanda doğru şekilde hareket edebilmeyi mümkün kılan en büyük etken ise “hazırlıklı olmak”.

Çalıştığımız işlerin yoğunluğu, sağlık sorunları, ailevi meseleler, gönül işleri ya da fiziksel imkânsızlıklar gibi muhtelif sebeplerle her gün, her hafta hatta kimi zamanlarda ayda bir kez bile tezimize vakit ayıramadığımız zamanlar olabilir. Günlük işlerimizin ve özel meselelerimizin haddinden fazla yorduğu böyle zamanlarda insan, hayatta kalabilmek adına doğal olarak tercihler yapmak zorunda kalıyor. Dolayısıyla gemimiz batmasın diye bazı yüklerimizden kurtulmaya çalışıyoruz. İster istemez, o an işimize yaramayacağını düşündüğümüz, henüz vakti varmış, acelesi yokmuş gibi görünen ne varsa alıp bir kenara bırakıyoruz. Haliyle hafifleyip rahatlıyoruz da. Ancak vaktimiz daralmaya başladığında, bir zamanlar geride bıraktığımız şeylerden fersah fersah uzaklaşmış, onları unutmaya yüz tutmuş vaziyette buluyoruz kendimizi.

Tezci olarak bu kötü deneyimi defalarca yaşamışızdır aslında. Her defasında pişman olmuş, her defasında bir kez daha aynı duruma düşmemek için çabalayacağımıza dair sözler vermişizdir kendi kendimize ve danışmanımıza. Ancak bu hatayı yinelememek için ne yapmamız gerektiğini, bu kronik sorunla nasıl baş edeceğimizi bilmediğimiz için tekrar tekrar aynı duruma düşmekten de kurtulamamışızdır.

Daha müsait bir zaman arayışıyla kenarda tuttuğumuz tezimizin son altı aylık süresine geldiğimizde de hayatımızın diğer sorunları bitmiş, her şey yoluna girmiş olmayacak muhtemelen. Çünkü hayatta hiçbir şey sırasıyla yaşanmıyor. Haliyle tez, eğer gerçekten yazmak istiyorsak, kişisel hayatımızın zorlukları ve yoğunlukları ile çatışarak, onlarla bir sandalye kapmaca oynayarak değil, onlarla birlikte, iç içe geçerek zihnimizi meşgul ediyor olmalı. Haliyle tezimizi gerçekten de sağlıklı bir şekilde bitirebilmek istiyorsak eğer, öncelikle onu hayatımıza almalıyız. Tezimiz günlük yaşamımızın, en kötü ihtimalle haftalık rutinimizin bir parçası olmadığında yavaş yavaş hatırımızdan çıkar ve bir süre sonra uzaklaşır. Haftalar, aylar sonra yeniden başına oturduğumuzda, “kaldığımız yerden devam etmek yerine” kaldığımız yeri ve unuttuklarımızı hatırlamaya çalışmakla geçiririz zamanımızı. Bu bizi yorar. Bıktırır. Bütün hevesimizi kaçırıp canımızı sıkar. Gücümüz, enerjimiz ve heyecanımız tükenir.

Bununla karşılaşmamak için 24 saatin en az yirmi dakikasını, yarım saatini ya da hiç olmazsa haftada bir gün birkaç saatini teze ayırabilmek gerekiyor. Şunu da ifade etmek gerekir ki bu her gün, masa lambalarıyla aydınlatılmış, ciltli ajandalarla ve renkli post-itlerle bezenmiş, köşede dumanı tüten bir kahvenin ve pahalı bir dolmakalemin olduğu dört başı mamur bir masaya oturup çalışmak anlamına gelmiyor. Kendimize, otobüste, metroda yolculuk yaparken, iş yerinde verilmiş yarım saatlik bir molada ya da yatmadan önce boş bir anımızda telefonumuzdan bakıp göz gezdirebileceğimiz bir makale seçkisi oluşturmalıyız. Çok ağır yazılar olmasına da gerek yok. Çünkü bu göz gezdirmelerin amacı, tezimizle olan zihinsel ve fiziksel ilişkimizi canlı tutmak, bu bağın kurumamasını sağlamak. Eğer yumurtadan sağlıklı civcivler çıkmasını istiyorsak, onları sıcak tutmaya özen göstermeliyiz. Bunu alışkanlık haline getirebilirsek, zamanla o az gibi görünen dakikalar yarım saate, yarım saatler de birkaç saate dönüşecektir. Ardından zihnimizde birikenleri bir yere yazma ve derleyip toparlama ihtiyacı kendiliğinden doğacaktır.

Photo: Ivan Mani/Unsplash

Dolayısıyla, telefonumuzda, drive’da ya da çeşitli uygulamalarda tutabileceğimiz materyaller sizi ve tezinizi kurtarabilir. Bunların yanında kitap sitelerinde ve makale veritabanlarında konunuz ile alakalı yeni çıkan yayınlar olup olmadığını haftada bir de olsa 5-10 dakika ayırıp takip etmeniz de sizi diri tutacaktır.

Yazının başındaki meseleye, “hazırlıklı olmaya” geri dönecek olursak, siz tezinizi, yemek-içmek, dizi izlemek, internette gezinmek, müzik dinlemek kadar doğal bir şekilde haftalık planınıza dahil edebilirseniz, çalışmanızı kolaylaştıracak her türlü fırsatı tam zamanında yakalayabilecek farkındalığa erişebileceğiniz gibi, sizi zor duruma düşürebilecek sorunları da çok önceden fark edebilecek bir öngörü sahibi olabilirsiniz.

Bu tip bir planla bir ay boyunca her gün ya da haftada birkaç gün “düzenlilik içerecek şekilde” tezinizle bağlantı kurduğunuzda öncelikle biraz tedirgin olabilirsiniz. Bu tempo tezinizin aslında tahmin ettiğinizden daha zor olduğunu ya da planladığınızdan çok daha fazla işi olduğunu fark ettirebilir size. Ancak tedirgin olmayın. İlerisini görmenizi engelleyen korkulardan oluşan bu sis, siz tezinize doğru yürüdükçe dağılacaktır ve yürüdüğünüz yokuş önce bir düzlüğe sonra da aşağıya doğru meyleden bir yola dönüşecektir. Bu yol zorludur ve hazırlıklı olduğunuzda aşılmaması için hiçbir sebep yoktur. Aynı sizin gibi düşüp yuvarlanan binlerce insan böyle ayağa kalkmış, ayağa kalkabilenler böyle yürümüşlerdir bu yolu hep.

Yalnız olmadığını bil, ısrarla dene.

Cover Photo: Georgi Kalaydzhiev/unsplash

№ 2: Be Prepared
Seizing opportunities at the right moment or overcoming sudden challenges that appear before us sometimes seems like relying on miracles. When we look at those who seem to manage their lives in this way, we often feel a sense of “having ample opportunities that we don’t possess.” Despite this perception, life doesn’t actually operate in such a manner. Both luck and available opportunities are often limited and nothing more than a one-time convenience. The key factor that enables us to act at the right time and in the right way is being “prepared.”

Various reasons such as the intensity of our work, health issues, family matters, matters of the heart, or physical impossibilities can lead us to times when we cannot dedicate time to our thesis every day, every week, and sometimes not even once a month. In such times when our daily tasks and personal matters exhaust us beyond measure, we naturally find ourselves making choices to survive. In an effort to prevent our ship from sinking, we try to get rid of some of our burdens. Inevitably, we set aside anything that seems unnecessary at the moment, thinking it has time, as if there’s no hurry. We lighten the load and feel relief. However, when our time starts running out, we find ourselves far away from the things we once left behind, almost forgetting them.

As a thesis writer, we have likely experienced this unfortunate situation several times. Each time, we regret it and make promises to ourselves and our advisors that we will strive not to fall into the same situation again. However, due to not knowing what to do to avoid repeating this mistake and how to cope with this chronic issue, we find ourselves falling into the same situation again and again.

When the last six months of our thesis, which we kept on hold for a more convenient time, arrive, the other problems in our lives probably won’t have resolved, and everything won’t have fallen into place. Because in life, nothing happens in sequence. Therefore, if we truly want to write our thesis, we should engage with it amidst the difficulties and busyness of our personal lives, not by playing musical chairs with them but by intertwining with them. If we want to finish our thesis in a genuinely healthy way, we must first make it a part of our daily life, or at the very least, our weekly routine. When our thesis is not part of our daily life or, at worst, our weekly routine, it slowly slips from our memory and eventually drifts away. When we return to it weeks or months later, we spend our time trying to remember where we left off instead of continuing from where we left off. This tires us, frustrates us, takes away our enthusiasm, and depletes our strength, energy, and excitement.

To avoid this, we need to allocate at least twenty minutes, half an hour, or even a few hours of our 24-hour day, week after week, to our thesis. It’s important to note that this doesn’t necessarily mean sitting at a well-lit desk every day, adorned with leather-bound planners and colorful post-it notes, with a steaming cup of coffee and an expensive pen. We should create a selection of articles that we can glance through on our phone during our commute, during a half-hour break given at work, or in a spare moment before going to bed. These readings don’t need to be overly heavy. The purpose of these glances is to keep our mental and physical connection with our thesis alive, to ensure that this bond is not broken. If we can turn this into a habit, over time, those seemingly few minutes will turn into half an hour, and those half-hours will turn into several hours. Then the need to write down and compile what has accumulated in our minds will arise naturally.

Therefore, materials that we can keep on our phone, in the cloud, or in various applications can save both us and our thesis. In addition to this, spending 5-10 minutes once a week checking if there are new publications related to our topic on book websites and article databases will keep us alert.

Returning to the issue at the beginning of the text, going back to “being prepared,” if you can naturally integrate your thesis into your weekly plan, just like eating, watching series, surfing the internet, or listening to music, you can develop the awareness to seize every opportunity that will facilitate your work and anticipate potential problems long before they occur.

When you connect with your thesis in a “regular and orderly” manner every day or a few days a week for a month, you may initially feel a bit uneasy. This pace may reveal that your thesis is actually more challenging than you anticipated, or that there is much more work than you planned. However, do not be discouraged. This fog made up of fears preventing you from seeing the future will dissipate as you walk toward your thesis, and the uphill path you are walking on will first turn into a plateau and then into a downhill road. This path is challenging, but there is no reason it cannot be overcome when you are prepared. Countless people who have fallen like you have stood up, and those who can stand up have walked this path just like you.

Know that you are not alone, persistently try.

№ 2: Будь готов
Захватывать возможности в нужный момент или преодолевать внезапные вызовы, которые появляются перед нами, иногда кажется, будто мы полагаемся на чудеса. Когда мы смотрим на тех, кто умело управляет своей жизнью, мы часто чувствуем себя так, будто у нас есть “много возможностей, которых у нас нет.” Несмотря на это восприятие, жизнь на самом деле не работает так. И удача и доступные возможности часто ограничены и представляют собой не более чем одноразовое удобство. Ключевым фактором, который позволяет нам действовать в нужное время и нужным образом, является быть “готовым”.

Различные причины, такие как интенсивность нашей работы, проблемы со здоровьем, семейные вопросы, дела сердечные или физические невозможности, могут привести нас к моментам, когда мы не можем уделять время нашей диссертации каждый день, каждую неделю, а иногда даже не раз в месяц. В такие моменты, когда наши повседневные задачи и личные дела истощают нас за пределами меры, мы естественным образом оказываемся перед выбором выживания. В попытке предотвратить утопление нашего корабля, мы пытаемся избавиться от части наших бремен. Неизбежно мы откладываем все, что кажется ненужным на данный момент, думая, что у нас есть время, будто нет спешки. Мы сбрасываем багаж и чувствуем облегчение. Однако, когда наше время начинает истекать, мы оказываемся далеко от вещей, которые мы когда-то оставили позади, почти забыв о них.

Как автор диссертации, мы, вероятно, несколько раз оказывались в этой неприятной ситуации. Каждый раз мы сожалеем об этом и обещаем себе и нашим консультантам, что будем стараться не попадать в ту же ситуацию снова. Однако из-за неизвестности о том, что делать, чтобы избежать повторения этой ошибки, и о том, как справляться с этой хронической проблемой, мы снова и снова попадаем в ту же ситуацию.

Когда последние шесть месяцев нашей диссертации, которые мы оставили на более удобное время, наступают, другие проблемы в нашей жизни, вероятно, не разрешатся, и все не встанет на свои места. Потому что в жизни ничто не происходит по порядку. Поэтому, если мы действительно хотим написать нашу диссертацию, мы должны взаимодействовать с ней среди трудностей и суеты нашей личной жизни, не играя с ними в музыкальные стулья, а переплетаясь с ними. Если мы хотим закончить нашу диссертацию действительно здоровым образом, мы должны сначала сделать ее частью нашей повседневной жизни, или, по крайней мере, нашей еженедельной рутины. Когда наша диссертация не является частью нашей повседневной жизни или, в худшем случае, нашей еженедельной рутины, она медленно уходит из нашей памяти и, в конечном итоге, отрывается. Когда мы возвращаемся к ней через несколько недель или месяцев, мы тратим время на попытки вспомнить, где мы остановились, вместо продолжения с того момента. Это утомляет нас, раздражает нас, отнимает у нас энтузиазм и истощает нашу силу, энергию и волнение.

Чтобы избежать этого, мы должны выделять по крайней мере двадцать минут, полчаса, или даже несколько часов из наших двадцатичетырехчасовых суток, неделя за неделей, на нашу диссертацию. Важно отметить, что это не обязательно означает сидеть за хорошо освещенным столом каждый день, украшенным переплетенными планшетами и разноцветными стикерами, с горячей чашей кофе и дорогой ручкой. Мы должны создать подборку статей, которые мы можем просматривать на телефоне во время поездки, во время полуторачасового перерыва на работе или в свободный момент перед сном. Эти чтения не должны быть излишне трудными. Цель этих взглядов – поддерживать наше умственное и физическое соединение с нашей диссертацией, чтобы убедиться, что это соединение не разрывается. Если мы сможем сделать это привычкой, то со временем те кажущиеся нам небольшие минуты превратятся в полчаса, и те полчаса превратятся в несколько часов. Затем потребность записать и скомпилировать то, что накопилось в наших умах, возникнет естественным образом.

Таким образом, материалы, которые мы можем хранить на телефоне, в облаке или в различных приложениях, могут спасти нас и нашу диссертацию. Кроме того, тратя 5-10 минут один раз в неделю на проверку новых публикаций по нашей теме на сайтах книг и базах данных статей, мы будем оставаться внимательными.

Возвращаясь к вопросу в начале текста, возвращаясь к “быть готовым”, если вы можете естественным образом интегрировать свою диссертацию в ваш еженедельный план, так же, как еда, просмотр сериалов, серфинг в интернете или прослушивание музыки, вы можете развить осознанность, чтобы использовать каждую возможность, которая облегчит вашу работу, и предвидеть потенциальные проблемы задолго до их возникновения.

Когда вы связываетесь с вашей диссертацией “регулярным и упорядоченным” образом каждый день или несколько дней в неделю в течение месяца, вы можете изначально почувствовать себя немного беспокойными. Этот темп может раскрыть, что ваша диссертация на самом деле более сложна, чем вы предполагали, или что работы гораздо больше, чем вы планировали. Тем не менее, не унывайте. Этот туман из страхов, мешающих вам видеть будущее, рассеется, когда вы движетесь к своей диссертации, и поднимающаяся дорожка, по которой вы идете, сначала превратится в плато, а затем в спуск. Этот путь труден, но нет причин, по которым его нельзя преодолеть, когда вы готовы. Бесчисленные люди, подобные вам, упавшие, встали, и те, кто может встать, прошли этот путь так же, как и вы.

Знайте, что вы не одиноки, настойчиво пробуйте.

This text has been translated from Turkish to English and Russian using ChatGPT.

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • 29 Mart 2025 by Ali BALCI Suda ırlanan kayıklar
  • 24 Mart 2025 by Ali BALCI Akademinin Kör Noktası: "Öğrenciyi Yarım Bırakmak"
  • 1 Mart 2025 by Ali BALCI Orta Cal Bilyardçısı
  • 4 Şubat 2025 by Ali BALCI Bir Kavramının Dönüşümü: Cumhuriyet’ten Günümüze “Halk”ın Değişen Anlamı
  • 28 Ağustos 2024 by Ali BALCI № 5: Ufka bak, kılavuzlarını gör

Ali Balcı

       
Ölümden kaçınmak için çaba harcamak gerekir. Vücut kendi haline bırakıldığında -ki, canlı öldüğünde olan budur- çevresiyle bir denge hali oluşturmaya eğilimlidir. Canlı bir vücuttaki sıcaklık, asitlilik, su içeriği ya da elektriksel gerilim benzeri bir niceliği ölçerseniz, bekleneceği biçimde, bu niceliğin çevrede kendisine karşılık gelen ölçümden çok farklı olduğunu bulursunuz. Örneğin, bizim vücutlarımız genellikle çevreden daha sıcaktır ve soğuk iklimlerde bu sıcaklık farkını korumak oldukça zordur. Öldüğümüzde bu çaba durur, sıcaklık farkı azalmaya başlar ve sonunda çevreyle aynı sıcaklığa geliriz. Hayvanların hepsi çevre sıcaklığıyla denge kurmak için bu denli çaba harcamaz, fakat tüm hayvanlar bununla kıyaslanabilecek bazı işler yapar. Örneğin, kurak bir ülkede, hayvanlar ve bitkiler hücrelerindeki sıvı içeriğini belirli bir düzeyde tutmak amacıyla, suyun dışarıdaki kuru dünyaya akma yolundaki doğal eğilimini engellemek için çaba gösterirler. Bunu yapamazlarsa ölürler. Daha genel bir biçimde söylersek, canlılar, etkin biçimde iş yaparak engellemedikleri sürece, eninde sonunda kendilerini çevreleyen dünya ile kaynaşır ve özerk varlıklar olma durumundan çıkarlar.
Dawkins, R. (2013). Kör Saatçi (13 b.). S. 13-14(F. Halatçı, Çev.) Ankara: Tubitak.

Kör Saatçi - Richard Dawkins

LOREM IPSUM

Sed ut perspiciatis unde omnis iste natus voluptatem fringilla tempor dignissim at, pretium et arcu. Sed ut perspiciatis unde omnis iste tempor dignissim at, pretium et arcu natus voluptatem fringilla.

LOREM IPSUM

Sed ut perspiciatis unde omnis iste natus voluptatem fringilla tempor dignissim at, pretium et arcu. Sed ut perspiciatis unde omnis iste tempor dignissim at, pretium et arcu natus voluptatem fringilla.

LOREM IPSUM

Sed ut perspiciatis unde omnis iste natus voluptatem fringilla tempor dignissim at, pretium et arcu. Sed ut perspiciatis unde omnis iste tempor dignissim at, pretium et arcu natus voluptatem fringilla.

©2025 insisto